Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#18

#18 TÜİK | Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020

VERİ

3 Kavram

1 Kurum

9 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Merhaba,

Rapor Bülteni’nin 18. sayısında TÜİK tarafından hazırlanan Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020 raporunu inceledik.

Rapor, ülkemizdeki yaşam memnuniyeti ve mutluluk düzeylerinin demografik dağılımlarına odaklanıyor.

İyi okumalar!

spot Mutlu olduğunuzu beyan eder misiniz?

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Önce Kavramlar…
Sağlık, mutluluk, yaşam memnuniyeti.
  • Yaşam Memnuniyeti (Life Satisfication): Bir iyilik hali ölçüsü. Kişinin ruh hali, ilişkileri, ulaştığı hedefleri ve günlük yaşamda karşısına çıkan sorunlarla başa çıkma konusunda başarısı gibi çeşitli göstergeler üzerinden değerlendiriliyor.
  • Literatürde, bireyin kendi değerlendirmesine dayalı verileri kullanan farklı yaşam memnuniyeti çalışmaları bulunuyor.
  • Sağlık: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sadece hastalıkların ve rahatsızlıkların olmayışı değil, bir bütün olarak bedensel, sosyal ve ruhsal açıdan iyi olma hali.
  • Mutluluk: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşabilmekten duyulan memnuniyet.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

Türkiye İstatistik Kurumu.
TÜİK’in amacı ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda, veri ve bilgilerin derlenmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini ve dağıtımını yapmak olarak ifade ediliyor.

TÜİK bireylerden, hanelerden, işyerlerinden araştırmalar ve sayımlar yoluyla veriler topluyor. Topladığı verileri istatistiki bilgi haline dönüştürüyor. Sonrasında bu bilgiler, karar alma aşamalarında kullanılmak üzere kamuoyuna sunuluyor.

III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Konu odaklı, uzun soluklu, anket yoluyla.

Yaşam memnuniyeti araştırması bireylerin genel mutluluk algısını, toplumsal değer yargılarını, temel yaşam alanlarındaki genel memnuniyetini ve kamu hizmetlerinden memnuniyetini ölçmek, memnuniyet düzeylerinin zaman içindeki değişimini takip etmek amacıyla, 2003 yılından itibaren düzenli olarak yapılıyor.

IV. BULGULAR

Mutluluğun demografik dağılımı.
  • Gençlerde mutluluk oranı düşüyor. 18 yaş ve üstü bireylerin 2019 yılında %52,4’ü mutlu iken 2020’de ise %48,2’si mutlu.
  • Kadınlar erkeklerden daha mutlu. Erkeklerde mutlu olduklarını beyan edenler %43,2 iken kadınlarda bu oran %53,1 olarak görülüyor.

“gündelik felaketler” nasıl kadınlar erkeklerden daha mutlu?

  • Evliler bekar olanlardan daha mutlu. Evli bireylerde mutluluk oranı %51,7 ölçülürken bekarlarda %41,3 oranı dikkat çekiyor.
  • Evli olan kişiler arasında kadınlar daha mutlu. Evli erkeklerin %46,7’si mutlu olduğunu beyan ederken kadınlarda oran %56,8.

  • Yaşlılar daha mutlu olduğunu ifade ediyor. 65 ve üzeri yaş grubunda mutluluk oranı %57,7. Bu en yüksek oran olarak karşımıza çıkıyor.
  • Orta yaşlılar en mutsuz kesim. En düşük mutluluk oranı %45,4 ile 35-44 yaş arası grupta.
  • İlkokul mezunları daha mutlu. Eğitim seviyesi arttıkça mutluluk oranının düşüyor. Bir okul bitirmeyenlerde oran %54,4, ilkokul mezunlarında ise %50,3.
  • Eğitim hizmetlerinde çalışanlar en mutsuz. Kamu hizmetlerinde çalışanların mutluluk duyma oranı en yüksek oran olan asayiş hizmeti çalışanlarının oranına çok yakın.
  • Çalışma yapılan kişilerin yarısından çoğu geleceğe dair ümitvar. Kendi geleceklerinden mutlu olan insanların oranı %69,6. Bu oran erkeklerde %68,5 iken kadınlarda %70,7.

V. BİR ÖYKÜ

Dip Ses
Şeyma Samur yazdı.

Günlük yüz kişi. Yüz anket. Benim işim de bu. Yol kenarında bir diken gibi bekleyip gelen geçenlere şu soruyu sorarım: “Mutlu musunuz?” Öylece bakarlar yüzüme. Biraz vakit bırakırım, bildikleri yerlerden daha basit soruları sıralarım: işiniz, evliliğiniz, eğitim durumunuz? Hızlıca söylerler. O sırada ilk sorumla çalkalanır zihinleri: “mutlu muyum?”

Sabah ben de aynı soruyu sordum kendime, doğrusu bir anket eksilsin diye. Mutsuz kutucuğunu işaretledim. Yorgundum, uykusuzdum, sigaram yoktu. Yine de gün boyu tekrar düşünmekten geri duramadım. Bulutlar gibi habire yer değiştiren duygularımı, gerçek dip sesimi bulmaya çalıştım. O da nasıl bir şeyse dip boyası gibi. Her neyse.

Bir haftadır gelen geçenin duygularını avlamaktan belli başlı beceriler kazanmaya başladım belki de. Mutluluğa kabiliyetli kişileri görür görmez tanır oldum. Onlar cevabı söylemeden anketlerini bile doldurdum. Böylesi çok daha hızlı oldu üstelik.

***

Nasıl tanıdığımı sormayın. Gülünç tespitlerim var. Kağıtların kenarına iliştirdiğim kargacık burgacık notlar. Kimdir onlar? Mesela yandaki lokanta masasında duran fesleğeni görünce gayriihtiyari okşayıp ellerini koklarlar, az ilerdeki sek sek karelerini görünce birden taş aramaya başlarlar. Sokak çalgıcılarına, çingenelerin solmuş güllerine son bozukluklarını verirler. Manavın ikram ettiği elmayı elbiselerine silip bir güzel mideye indirirler. Tavlada sırf rakiplerine moral olsun diye yenilirler, sahile her geldiklerinde bisiklet alma hayali kurup sonra unuturlar.

Birbirlerini görür görmez tanırlar, ellerinde kağıda sarılı poğaça varken vitrinlere bakınca kendilerini “Tiffany’de kahvaltı” filminde sanırlar. Eminim “Canım Kardeşim” filmini her izlediklerinde ağlarlar. Yaşadıkları fakat adını koyamadıkları duyguları itinayla her gün tekrar tekrar yaşarlar.

***

Gün sonunda kendi kağıdımı değiştirdim. Hayatta olduğu gibi ankette de geçersiz kalacağını bile bile yeni bir kutucuk çizdim sayfaya. “Mutlu değil ama kabiliyeti var.” yazdım, işaretledim. Bu işi fazla ciddiye almıştım. Yüz adet anketi araştırma merkezine teslim ettim, seksek için taş aramaya başladım.

“işiniz, evliliğiniz, eğitim durumunuz?” mutlu musunuz?

VI. SONUÇ

Bütün saadetler mümkün müdür?
Mücahid Sağman yazdı.

“Mutluluk nedir?” sorusu çoğu zaman soyut bir karşılık çağrıştırıyor. Çünkü mutluluk kişinin anlık duyguları, ekonomik seviyesi, sosyal çevresi, aile bağları gibi birçok değişkene göre şekilleniyor. Platon’a göre mutluluk doğruluk ve adaletin, mutsuzluk ise ölçüsüzlük ve adaletsizliğin sonucu ortaya çıkabiliyor.

Kendi derdi ile ilgilenmek insan için ihtiyaç iken başkalarının derdi ile ilgilenmenin bir erdem olduğunu söyleyebiliriz. Bencillik, toplumun erdemle olan tüm bağını koparıyor. Mutlu olmak için duyumsamak, görmek ve hissetmek yeterli. Her ne kadar çalıştığımız raporda mutluluk düzeyleri yüksek görünse de ne yazık ki, toplumsal cinnetin kayıtlara geçmeyen verileri tüm bireyleri mutsuz ve rotasız kayıplar haline çeviriyor.

Kurumsal yakınlaşmalardan ziyade insani ilişkilerin devamlılığı mutlu olmaya daha yakın kılabilir toplumsal tahayyülümüzü.

“rotasız mutsuzluk” ya da gece mutsuzluğu. hissetmeyen bir yüz aslında yoktur.

VII. GELECEK SAYIDA

Gelecek sayıda Hafıza Merkezi‘nin bir raporunu inceleyeceğiz. Kurumun hazırladığı raporlardan ilginizi çeken bir rapor varsa omerburaktek@gmail.com adresi üzerinden bize iletebilirsiniz.

Gelecek sayıda görüşmek üzere,

Hoşça bakın zâtınıza.