Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#28

#28 KSC | Kürtlerde Değer ve Tutumlar ’21 Araştırması

VERİ

2 Kavram

1 Kurum

47 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Rapor Bülteni’nin 28. Sayısında Kürt Çalışmaları Merkezi tarafından yapılan  Kürtlerde Değerler ve Tutumlar’21 Araştırması’nı inceledik.

spot Raporda Kürtlerin değer ve tutumlarına ilişkin ana eğilimler ele alınıyor.

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Önce Kavramlar…
Çözüm süreci, Ana dilde eğitim.
  • Çözüm süreci: Türkiye-PKK çatışmasını çözmeye yönelik AK Parti Hükümeti tarafından başlatılan sürecin adı. 1984 yılında başlayan ve 30 yıldan fazla süren çatışmalar neticesinde yüz bine yakın can kaybı meydana geldi. Süreç, 16 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanarak kanunlaştı. 2015 Ceylanpınar saldırısı sonrasında ise sürecin sona erdirilmesi konuşulmaya başlandı.
  • Ana dilde eğitim: Ana dili, insanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiği dil. Ülkemizde eğitim sistemindeki tek eğitim dili Türkçe. Kamu eğitim sisteminde Kürtçe ana dil olarak kabul edilmiyor. Kürtçe, üniversitelerde ve seçmeli bir ders olarak bazı ortaokul ve liselerde okutuluyor.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

KSC.
2019 yılında Diyarbakır’da kurulan Kürt Çalışmaları Merkezi sivil toplum, akademi ve farklı toplumsal çevrelerden kişilerce 2019 yılında Diyarbakır’da kuruldu.

Merkez; Türkiye, Ortadoğu ve diasporadaki Kürt toplumunun ve coğrafyamızda yaşayan diğer toplumların toplumsal değişim ve dönüşümü anlamak ve anlaşılmasını sağlamak üzere nesnel bilgi üretme amacıyla hareket ediyor.

III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Keşif çalışması, anketler, derinlemesine görüşme
Araştırma toplam 11 ilde yürütülüyor: Kürt nüfusun yoğun yaşadığı 9 şehir, Türkiye’nin batısından da 2 şehir (İstanbul, Adana, Diyarbakır, Mardin, Van, Ağrı, Bingöl, Hakkari, Urfa, Malatya, Adıyaman)

Çalışmada masa başı keşif çalışması, nitel ve nicel teknikler kullanılıyor. 11 şehirde toplam 1369 kişiyle yüz yüze görüşülerek araştırma kapsamında hazırlanan anketler uygulanıyor.

Nitel araştırma evresinde ise farklı değişkenler baz alınarak (il, yaş grubu, cinsiyet, sosyo-ekonomik statü, siyasi görüş vb.) 50 kişiyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştiriliyor.

IV. BULGULAR

Kürtler Müslüman, Özgürlükçü ve Demokrat.
  • Katılımcıların çoğu Müslüman, Özgürlükçü, Dindar ve Demokrat. AK Partili katılımcılar daha çok Müslüman, Dindar, Muhafazakar kimliklerini sahiplenirken; HDP’lilerde Özgürlükçü, Müslüman ve Kürt hakları savunucusu kimlikleri öne çıkıyor.
  • Kürt milliyetçileri azınlıkta. Kürt milliyetçiliği Kürtler arasında %10 bandında.

Kürtlerin hayattan memnuniyeti ne durumda?

  • Kürtlerin hayattan memnuniyetleri Türkiye’nin geri kalanına göre oldukça düşük. Araştırmaya katılanların yarısından fazlası hayattan memnuniyetlerinin düşük olduğunu paylaşıyor.
  • Hayattan memnuniyeti en düşük grup küçük şehirlerde ve bölgede yaşayan genç erkekler. 
  • Katılımcıların hane gelirleri düşük ve haneleri Türkiye ortalamasından kalabalık. 

Kürtlerde dindarlık algısı…

  • Kürtlerde dindarlık halen güçlü. Katılımcıların üçte ikiden fazlasında dindarlık olumlu anlamlar ifade ediyor. Dindarlığı negatif çağrışımlarla açıklayanların oranı %10 civarında.
  • Dindarlık algısındaki olumlu kavramlar arasında “iyilik”, “ahlak”, “maneviyat”; olumsuz kavramlar arasında “gereksizlik”, “bağnazlık” “baskı” gibi kelimeler öne çıkıyor.
  •  HDP seçmeninde dindarlık sanıldığının aksine düşük değil. İbadetler konusunda siyasi görüşler belirgin bir ayrışma göstermiyor.
  • Düzenli namaz kılanların oranı HDP ile AK Parti seçmeni için birbirine yakın. (%50’ye %44.)
  • Oranlar birbirine yakın olsa da hiç namaz kılmayan veya daha önce kıldığı halde zamanla azaltan/bırakanlarda HDP ve CHP seçmeni belirgin bir ağırlığa sahip.
  • Kendini dini inancı olmayanlar kümesinde konumlandıranların çoğunluğu siyasi skalanın solunda yer alıyor ve HDP’lilerden oluşuyor. Bu kümede erkeklerin oranı kadınların iki katından fazla.
  • Gençlerin ahlakının kötüye gittiği görüşü küçük şehirlerde hayli destek buluyor (%87). Bu oran Batı’da yaşayan Kürtler’de azalsa da toplamda %65 oranında kabul görüyor.

Haberler TV’den izleniyor ancak medyaya olan güven düşük.

  • Katılımcıların üçte ikisi TV haberlerini izliyorlar. En çok tercih edilen TV kanalı Fox. Fox TV AK Parti seçmeninin de en çok izlediği TV kanalına dönüşmüş durumda. CHP’lilerin %49’u, HDP’lilerin %34’ü ve AK Partililerin %17,7’si haberleri bu kanaldan izliyor.
  •  Fox TV’yi A Haber / ATV ve TRT kanalları takip ediyor. Bu kanalları izleyenlerin çoğunluğu sağ/muhafazakâr parti seçmenleri. Bu ana-akım kanallar dışında başka kanalların da izlendiği görülüyor.
  • HDP seçmenlerinin %12,6’sı diğer katılımcılardan farklı olarak Stêrk TV izliyor.
  • En çok güvenilen kanal da Fox TV. Onu Halk TV ve TRT kanalları takip ediyor.
  • A Haber, Sözcü ve AA ise katılımcıların en az güvendiği haber kanalları.
  • Güven duyulmayan yayınlarda ise başı Yeni Akit ve A Haber çekiyor. Rapora göre Yeni Akit’e olan güvensizlik kendini sağda görenlerde ve AK Partili seçmenlerde bile %40’ın üstünde.

Siyasi görüş ve göç tecrübesine göre değişen tutumlar…

  • Değerler ve tutumlar konusunda Kürtler Türkiye’nin geri kalanı ile yüksek benzerlikte.Dünya görüşü, siyasi eğilim, göç ve yer yer cinsiyet gibi konular ise Kürtleri birbirinden ayıran temel faktörler olarak öne çıkıyor.
  • Ekonomi, neredeyse bütün katılımcıları ortak kesen bir sorun. 
  • Kürtlerin kendi içinde ayrıştığı noktalara bakılacak olursa; bölgede ve Batı’da yaşayan Kürtler eğitim ve adalet sistemi gibi konularda ortaklaşıyor. Bölgede yaşayanlar ise bunlara ek olarak Kadın sorunları ve Kürt sorununu öne çıkarıyor.
  • Katılımcılar evrensel ve ahlaki değerlerde Kürtleri Türklerden daha önde, kendilerini de her iki topluluğun önünde görüyorlar. (çalışkanlık, misafirperverlik, yardımseverlik, dürüstlük, çevrecilik vb.)
  •  Toplumdaki “yozlaşma”ya ve özellikle gençlerin değişimine yönelik serzeniş de yüksek oranda paylaşılıyor. Katılımcıların toplumsal cinsiyet algılarına bakıldığında kadınlarla ilgili görece özgürlükçü bir tutum var olmakla birlikte geleneksel kalıpların da güçlü bir şekilde etkisini sürdürdüğü anlaşılıyor.
  • Kürtler toplumsal cinsiyetle ilgili konularda Türkiye toplumuna kıyasla daha özgürlükçü bir tutuma sahipler. Bu eğilime sahip gruplar daha çok kendini solda görenler ve HDP seçmenleri. Kendisini sağda görenler ve AK Parti seçmenleri, daha çok geleneksel ve dini meşrulaştırmalar üzerinden kadın ve erkeğin eşit olmadığını ve otoritenin erkekte olması gerektiğini düşünüyor.
  • Göç olgusu Kürtlerin deneyimlerini etkileyen önemli bir faktör. “Göç kuşaklarıyla“ birlikte daha Türkiyeli” bir Kürtlüğün inşa edilmiş. Batı’daki Kürtlerle Bölge’deki Kürtlerin gündemleri, talepleri ve kimliklenme biçimleri birbirinden ayrışıyor.

Kuşaklar birbirinden farklılaşıyor.

  • Katılımcıların eğitim düzeyleri ile ebeveynlerinin eğitim düzeyleri arasındaki makas çok geniş. Kürtlerin ebeveynleri ile aralarındaki eğitim düzeyi farkı Türkiye’nin geri kalanından ayrışıyor.  
  • Katılımcıların evlenme yaşı söz konusu olduğunda bekârlar hem evlilerle hem de ebeveynleriyle fazlasıyla farklılaşıyor. Bekârların evlenmek için uygun gördükleri yaş evli katılımcılardan 8, ebeveynlerindense 10 yıl fazla.
  • Katılımcıların çoğu kendisini Müslüman/Sünni/Şafii olarak tanımlıyor. Ebeveynleri dindar olsa da, bazı katılımcılar ebeveynleri kadar dindar olmadığını ve ibadet etmediğini belirtiyor.

Katılımcıların milliyetçilik eğilimleri ve göçmen karşıtlığı oranları.

  • Katılımcıların çoğunluğunda milliyetçilik olumsuz çağrışımlarla yüklü.
  • Kürt milliyetçiliği gibi daha somut bir bağlama geçildiğinde, bu olumsuz tutumda bir gevşeme görünür oluyor. Katılımcılar bu durumda Kürt milliyetçiliğine başka kimlikleri dışlamayan ve hak talep eden bir anlam yükledikleri için görece daha makbul görüyorlar.
  • Katılımcıların yaklaşık dörtte biri kendisini yüksek düzeyde Kürt milliyetçisi olarak görüyor. HDP seçmeninin üçte ikisi Kürt milliyetçiliğini orta veya yüksek düzeyde sahiplenirken AK Parti seçmeninin de yarıya yakını bu kimliği benimsiyor.
  • Katılımcıların sığınmacılar hakkındaki görüşleri ekseriyetle olumsuz. Yine de Afgan ve Suriyeli sığınmacılara dönük Türkiye genelinde görünür olan dışlayıcı söylem, Kürt bölgesinde aynı ölçüde güçlü değil. Örneğin Afgan göçmenlere karşıtlık ve Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmeleri talebi, Türkiye genelinde Kürt kamuoyundan %50+ daha fazla.
  • Katılımcıların en düşük tolerans gösterdiği kimliklerse eşcinseller ve ateistler. Bu kimliklere tolerans Türkiye geneline göre daha yüksek olsa da bu durum katılımcıların bu kimliklere karşı tutumunun baskın biçimde olumsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Gelelim katılımcıların eşitsizlik algısına…

  • Katılımcıların çoğunluğu Kürtlerle Türklerin devlet nezdinde eşit olmadığını düşünüyor. AK Partili seçmende geçmişten bugüne eşitsizliğin azaldığı görüşü hakimken, HDP seçmeninde hem ekonomik hem de kimliğe dair güçlü bir eşitsizlik algısı var.
  • AK Parti seçmenlerinin dörtte birden azı eşitliğin olmadığını düşünüyor. Bu oran CHP’lilerde yarı yarıya, HDP’lilerde dörtte üçten fazla oranda çıkıyor.

Ortak nokta: ana dil talebi ve çözüm süreci desteği.

  • Katılımcılar çözüm sürecini eşitsizliklerin azaldığı ve hem Kürtlerin hem de Türkiye toplumunun “rahat nefes aldığı” bir dönem olarak anıyorlar.
  • Ana dil, farklı görüşlerdeki tüm Kürtlerin ortak talebi olarak öne çıkıyor. Kürtçe eğitim ve öğretim dili olsa bile, bu husustaki istihdam sorunu çözülmedikçe meselenin çözüme kavuşturulamayacağı da vurgulanıyor.

Katılımcıların siyasi tercihleri ne durumda?

  • Kürtlerin çoğunluğunun kendisini siyasal solda konumlandırdığı yönündeki kabul doğru değil. Çoğu Kürt kendisini solda değil, Merkez’de (%47,2) konumlandırıyor. Merkez dışındaki çoğunluk Sol’da (%31,2) konumlansa da önemli bir kesim (%21,4) de kendisini Sağ’da konumlandırıyor.
  • Katılımcıların önemli bir kesimi “Dünyayı Yahudilerin yönettiğini”, “Siyonistlerin bu topraklarda gözü olduğunu” ve Türkiye’ye yönelik dış tehditlerin var olduğunu düşünüyor. (%28) Bu gibi korkuların sola yakın katılımcılarda daha zayıf olduğu görülüyor.
  • Katılımcıların en çok destekledikleri partiler HDP ve AK Parti. Üçüncü sırada CHP yer alıyor.
  • Oy tercihlerinin 2018 yılına göre değişimlerine bakıldığında AK Parti ve MHP oy kaybetmiş, HDP’nin de oyu kısmen azalıyor.
  • Katılımcıların yarısı, yakın oldukları partinin seçime girmemesi durumunda ikinci bir partiyi tercih etmek yerine boykot ya da kararsız pozisyonlarına çekiliyorlar.
  • İkinci parti tercihlerinde CHP ve MHP öne çıkıyor. CHP seçeneğini HDP’liler, MHP seçeneğini de AK Partililer tercih ediyor. Deva Partisi ise AK Partililerin üçüncü partisi konumunda.
  • AK Parti’nin oyları düşüşte. Oylarının %16’sını kaybettiği ve bu puanın en az %11’ini muhalefet cephesine kaptırdığı görülüyor.
  • CHP ve HDP’den geçen oylar AK Parti’nin kaybettiği oyları dengeleyemiyor. (Yaklaşık %5) 2018’de oy kullanmamış ve ilk kez oy kullanacak seçmende AK Parti, CHP’nin gerisine düşüyor.
  • Katılımcıların kendilerine en yakın buldukları siyasetçi Selahattin Demirtaş. Onu Deniz Gezmiş takip ediyor. Erdoğan, yaşayan siyasetçiler arasında üçüncü, toplamda yedinci sırada yer alıyor.
  • Katılımcıların kendilerine en uzak gördükleri siyasetçiler Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli. Ancak bu isimler AK Parti seçmeninin üçte birinden fazlası tarafından yakın bulunuyor.

V. GELECEK SAYIDA

Gelecek sayıda Yeşilay adına hazırlanan Türkiye’deki Suriyeli Göçmenlerde Alkol ve Madde Bağımlılığı adlı nitel çalışmayı inceleyeceğiz.

Bülteni sevdiysen şayet abone olmayı ve arkadaşlarınıza tavsiye unutma.

Link burada.

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.

Hoşça bak zâtına.

Ömer Burak Tek & Şeyma Samur & Mansur Menteş & Ali Buğra Kara tarafından hazırlandı.