Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#10

#10 IstanPol | Türkiye’de İşgücündeki Yaşlılar ve Güvencesizlik

VERİ

4 Kavram

1 Kurum

18 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Selam!

Benim haftam İstanbul’un bunaltıcı sıcaklarıyla savaş halinde; ufak bir esintiyi, bir küçük rüzgar kıpırtısını avlamaya çalışarak geçti. Sen nasılsın? Umarım yaz ayının güzel bir tatile imkan veren tatlı yüzünü görme fırsatını bulmuşsundur ve her şey yolundadır.

Bu hafta masamızda İstanPol adlı kurumun “Türkiye’de İşgücündeki Yaşlılar ve Güvencesizlik” raporu var. Bülteni hazırlarken yaşlılığın bendeki çağrışımlarını yokladım. Yaşlanmak deyince aklıma yaşına rağmen çalışan hürmetkar garsonlar, Kiewlovski üçlemesinde ağır adımlarla iki büklüm yürüyen ak saçlı teyze ve annemin çehresini güzelleştiren göz çevresi çizgileri geliyor. Raporda ise Türkiye’deki yaşlı nüfusunu, bir başka deyişle ülkemizin kazayağı çizgilerini verilerle mercek altına alacağız.

spot 2021 Türkiye'sinde yaşlıların iyi olma hâli.

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Önce kavramlar…
Ageism, Yaşlı toplum, Güvencesiz çalışma, Kendi hesabına çalışma.
  • Yaş ayrımcılığı (ageism): Bireylerin yaşlarından dolayı ayrımcılığa ve önyargılı davranışlara maruz kalması. Yaşlılar hakkındaki kalıplaşmış algıları destekleyen uygulamalar ve politikalar da yaş ayrımcılığı kapsamına giriyor.
  • Yaşlı toplum: 65 yaşından büyük kişilerin toplam nüfusa oranının yüzde 7’yi aştığı toplumlar. Ülkemiz ‘’yaşlı toplum’’ kategorisine giriyor.
  • Güvencesiz çalışma (Precarious work): Bireyin ekonomik bağımsızlığını ve gücünü sağlamlaştıracak garantilerden yoksun olması. Ekonomik sonuçlarının yanı sıra sosyal psikoloji alanında da önemli sonuçlar doğuruyor. Sosyal statü kaybının yarattığı stres, yalnızlık, işe yaramazlık, yabancılaşma gibi duygular bu sonuçlardan bir kısmı.
  • Kendi hesabına çalışma (Self- employment): Bir işveren altında çalışmaktan ziyade kendi başına çalışma durumu. Daha çok kullandığımız haliyle, serbest meslek sahibi olma.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

IstanPol.
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol), araştırma projeleri yürüten ve çeşitli etkinlikler düzenleyen bir düşünce kuruluşu. 2018 yılında İstanbul’da kurulmuş. Demokratikleşme, dış politika ve göç konularında politika önerilerinde bulunuyor. Yaptıkları analizleri kamuoyu ile paylaşıyor. Faaliyetleri ile özgürlüğe, adalete ve demokrasiye katkıda bulunmayı amaçlıyor.

III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Literatür, uzman görüşü ve bir çimdik istatistik.
IstanPol’un lezzet tarifi…

Türkiye’nin yaşlı nüfusunun iyi olma hali, kavramsal bir zeminde ekonomik boyutu istatistiksel verilerle desteklenerek ele alınmış.

Rapor beş farklı başlıktan oluşuyor: Türkiye’de yaşlılık ve yaş ayrımcılığı, Türkiye’de yaşlı nüfus, Türkiye’de 65 yaş üstü çalışanlar ve güvencesizlik, konuya ilişkin yerel ve ulusal düzeyde uygulanabilecek politika önerileri.

IV. BULGULAR

Yaşlıların iyi olma hâline ilişkin tespitler.
  • Dünya Sağlık Örgütü ve TÜİK’e “yaşlı” 65 yaşını doldurmuş kişiler.
  • Kamuoyunda sıklıkla genç nüfusuna atıfla anılan ülkemiz aynı zamanda “yaşlı toplum” kategorisinde ve oldukça hızlı yaşlanıyoruz. Yaşlı nüfusun oranımız yüzde 9,5. Yaşlı nüfusun istihdama katılımı yüzde 12.
  • Yaşlanma sadece fiziksel ve zihinsel bazı işlevlerin yitirilmesinden ibaret değil. Yalnızlık, işe yaramazlık hissi, gelir ve sosyal statü kaybı gibi sorunları da beraberinde getiriyor.

  • Dünyada 6,3 milyon kişi yaş ayrımcılığından ötürü depresyon yaşıyor. Derinleşen yalnızlık hissi, finansal güvencesizlik, yaşam kalitesinin düşmesi ve erken ölümler de ayrımcılığın sonuçları arasında.
  • Yaş ayrımcılığından kaynaklanan sağlık sorunları ülke ekonomileri için ciddi bir maliyet unsuru. Örneğin, yaş ayrımcılığından kaynaklanan sekiz en ciddi sağlık sorununun Amerikan ekonomisine maliyeti yıllık 63 milyar dolar.

Peki Türkiye’nin yaşlı nüfusu ne durumda? 

  • Türkiye, kamuoyunda genç iş gücüyle öne çıksa da , tanımlara göre ‘’yaşlı toplum’’ olarak kabul ediliyor. Türkiye’de 65 yaş ve üstü nüfus 7,95 milyon kişi. Bu rakam nüfusun yüzde 9,5’ine tekabül ediyor.

  • Türkiye’de 65 yaş ve üstü nüfusun payı Avrupa’nın yaklaşık üçte biri. Ülkemiz OECD ortalamasının altında. Yaşlı nüfusun AB ülkelerindeki payı yüzde 28 iken, OECD genelinde bu oran yüzde 17.
  • 2060 yılında her 5 kişiden birinin 65 yaş üstü olacağı, yaşlıların toplam nüfusun yüzde 20’sini oluşturacağı tahmin ediliyor. Şu anda bülteni paylaştığımız sevgili okuyucu, ilerde bu 5 kişiden birine dahil olmamız muhtemel.
  • Yaşlı kadınların oranı yaşlı erkeklere göre daha yüksek. 65 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 43’ünü erkekler, yüzde 55’ini kadınlar oluşturuyor. Bu oran diğer yaş gruplarında yarı yarıya bir dengede seyrediyor.

  • Yaşlı kadınlar arasında emekli aylığı alanların oranı erkeklere göre yaklaşık 7 kat daha az. 65 yaş ve üstü nüfusta emekli aylığı alanların oranı erkekler için yüzde 68,2 iken, kadınlar için bu oran yüzde 8,9.
  • Kadınların hayat boyu maruz kaldıkları güvencesizlik yaşlılık döneminde de sürüyor. Akraba ve hayırseverlerden gelen yardımlar yaşlı kadının hane gelirine daha fazla katkı sağlıyor.
  • Yaşlı nüfusun coğrafi dağılımında büyük farklılıklar bulunuyor. Örneğin 65 yaş ve üstü kişiler Sinop’ta nüfusun neredeyse yüzde 20’sine denk gelirken Şırnak’ta nüfusun yalnızca yüzde 3’ünü oluşturuyor.

Yeni bir yoksulluk biçimi olarak güvencesizlik ve yaşlı nüfusa etkileri…

  • Güvencesizlik bireylerin peşini kolay kolay bırakmıyor, yaşamın her safhasını farklı şekilde etkiliyor. Bireyi, iş ararken ve işsizlik anında, iş bulunduğu takdirde işyerinde, ekonomik kaynaklar içindeki ilişkilerinde ve hissedilen bireysel-sosyal duygularda gölge gibi takip ediyor.
  • Sahiden insan birkaç damla kan ve bin bir endişe. Geleceğe yönelik belirsizlikleri ve endişeleri derinleştiren birçok faktör var. Ekonomik kaynaklardan alınan payın yetersizliği, yeterli sosyal yardım alamaması, birikim yapamaması yaşlı kişilerin sosyal güçsüzlüğünü ve bağımlılığını artırıyor.

  • Türkiye’deki yaşlı nüfus AB ülkelerine oranla istihdama çok daha fazla katılıyor. Ülkemizdeki yaşlı çalışanların yaşlı nüfusa oranı AB ülkelerine göre 3 kat daha fazla. 65 yaş ve üstü nüfusun işgücüne katılımı yüzde 12.
  • Yaşlı çalışanların yüzde 60’ı toplumda en az kazanan yüzde 25’lik grupta. Dahası, en az kazanan yüzde 50’lik kesimle birleştiğinde bu oran yüzde 70’in üzerine çıkıyor. Yani 65 yaş ve üstü her 10 çalışandan 7’si, toplumun en az kazanan yarısına dahil.
  • 65 yaş ve üstü çalışanların çoğunluğunun (yaklaşık yüzde 60’ı) kendi hesabına çalışanlardan oluştuğu kaydediliyor. Bu durum, yaşlı bireylerin sosyal yardımların yokluğu veya emekli maaşlarının yetersizliği (eğer bunu alıyorlarsa) karşısında ek bir gelir için çalışmaya devam ettikleri ihtimalini düşündürüyor.
  • Sigortasız çalışma pratiği 65 yaş ve üstü vatandaşlar için her gelir grubunda çok daha fazla görünüyor. Gelir düzeyi en düşük yüzde 25’lik grupta sigortasızlık oranı, 65 yaş ve üstü vatandaşlar için yüzde 75 civarında.

V. SONUÇ

Yaşlılık kaderimiz, zorlukları değil.

Yaşlılık, fiziksel zorlukların yanı sıra sosyal birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Özellikle Covid-19 döneminde yaşlıların virüsten daha çok etkilenmesi sebebiyle yaşlılara yönelik yürütülen sosyal tecrit yaşlılar üzerindeki yaşamak yükünü daha da artırdı.

Diğer taraftan, yaşanan sosyo-ekonomik kriz kırılgan bir grup olan yaşlıları diğer gruplara nazaran daha çok etkiledi ve özellikle iş koşulları onlar için daha zor bir hâle geldi.

Toplumda en az kazanan gruplardan biri olan yaşlıların omzuna bir de dışarı çıkma yasaklarıyla beraber evde kalma yükü getirilmesiyle sosyo-ekonomik durumları daha da kötü hâle geldi.

Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde kamusal hizmetten yoksun bırakılan yaşlılara herhangi bir çözüm yolu da gösterilmedi.

Örneğin 1 milyon 79 bin 196 yaşlı yaşayan İstanbul’da (Denizli, Sakarya, Muğla, Eskişehir, Malatya ve Trabzon’un nüfusundan daha fazla) yaşlılara toplu ulaşım araçlarında birçok saldırı gerçekleşti.

VI. GELECEK SAYIDA

Reuters – 2021 Dijital Habercilik Raporu.
Bu haftalık bizden bu kadar.

Haftaya da burada olursan Reuters Gazetecilik Enstitüsü’nün 2021 Dijital Habercilik Raporu‘nu inceleriz. Rapor Bülteni’nde 517 kişi olduk! Arkadaşlarını bültene davet etmek için link aranıyorsan aradığın link burada. 

Haydi hoşça bak zatına. Görüşürüz.

Şeyma.