Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#06

#6 IstanPol | Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği Raporu

VERİ

7 Kavram

1 Kurum

58 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Selam!

Kısa bir aradan sonra yeniden beraber olmak ne güzel. Ben Kiev sokaklarında harika fotoğraflar çekip müthişli yerlerde fink attım. Bir de orada yiyecek bir şey bulamayız diye arkadaşın zorla çantamıza tepiştirdiği sucuğu pişirip gündemdeki Youtube videolarını izledim. Sende ne var ne yok? Umarım her şey yolundadır. Hazırsan bu hafta IstanPol’un 2020 Ocak ayında yayımladığı “Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği: Çalışma, Geçim ve Yaşam Algısı” raporunu masaya yatıracağız.

Toplam okuma 6 dakika. Hadi başlayalım!

spot Türkiye'de gençlerin çalışma, geçim ve yaşam algısı nasıl?

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Önce kavramlar…
·      Prekarya: Bourdieu’ya göre hegemonyanın yeni bir türü. Güvencesizlerin veya uçurumda olanların sınıfı.

·      Proleter: Marksist teoride üretim araçlarına sahip olmayan sınıfın adı. Ücret alan işçi.

·      Tabakalaşma: Maddi ya da simgesel ödüllere erişebilme açısından toplumsal gruplar arasında ortaya çıkan yapısal eşitsizliklerin oluşum süreci.

·      Sosyal Sermaye: Bireylerin yetenek ve kapasiteleri ile sahip olduğu ilişkiler ağının toplamı denilebilir.

·      Yeniden Dağıtım İlişkileri: Mal ve hizmetlerin bir merkezde toplanıp (genelde devlet olur bu) sonra yeniden toplumun çeşitli kesimlerine dağıtılması.

·      Sosyal Eşitsizlik: Toplumda var olan cinsiyet, servet, ırk, renk, sınıf, statü, itibar, tabaka, gelir durumu, eğitim durumu gibi farklılıklar düzleminde kendini gösteren eşit olmama durumları.

·      Esnek Zaman: Çalışanların mesai saatleri standart mesai saatlerinden farklı olan bir çalışma sistemi.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

IstanPol.
Demokratikleşme, kalkınma, dış politika.

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol), sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler ile işbirliği yaparak araştırma projeleri yürüten ve çeşitli etkinlikler düzenleyen bir düşünce kuruluşu. 2018 yılında İstanbul’da kurulmuş. Avrupa ve Ortadoğu odaklı demokratikleşme, dış politika, siyasal iktisat ve göç konularında politika önerilerinde bulunuyor ve bu konularda yaptıkları analizleri kamuoyu ile paylaşıyor. Enstitü, faaliyetleri ile bireysel özgürlüklere, toplumsal adalete ve demokrasiye katkıda bulunmayı amaçlıyor.

III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Üç alt sosyal gruba yönelik odak görüşmeler.
IstanPol’un lezzet tarifi…

·      Çalışmada yaşları 18-30 arasında değişen gençlere çalışma ve işyeri algıları; geçim şartları, bununla ilgili beklentileri ve oluşturdukları algı; yaşadıkları karşısında duydukları hisler; siyasete ve siyasetçilere yönelik algı ve beklentileri sorularak bunlarla ilgili yaklaşımları ölçülmüş.

·      Üç odak grup üzerinden yapılan çalışmada birinci grup yüksek eğitim almış çalışanlardan ve halen üniversitede okuyan öğrencilerden, ikinci grup eğitim düzeyi daha düşük çalışanlardan ve son olarak üçüncü grup iş piyasası dışındaki kişilerden oluşuyor.

IV. BULGULAR

Türkiye’de gençlerin çalışma, geçim ve yaşam algısı nasıl?
2011-2018 yılları kapsayan TÜİK çalışmasına göre,

·      2011’de en mutlu yılını yaşadığını söyleyen gençlerin oranı %69.6 iken 2018’in sonuna gelindiğinde bu oran %55.4’e düşmüş. Bu oran aynı zamanda önceki sekiz yılın en düşük oranı.

·      Yine 2018’de (önceki 8 yıla göre ilk kez %60’ın altında) bir oranla gençlerin %58’i almış oldukları eğitimden memnun olduklarını belirtiyor.

·      Gençlerin çalıştıkları işlerinden duydukları memnuniyet %76-%78 aralığında değişirken kazançlarından duydukları memnuniyet 2018 yılında en düşük seviyesi olan %48.7 seviyesine geliyor.

·      Gençler arasında artış eğilimi gözlemlenen işsizlik oranı 2012’de en düşük seviyesi olan %17.5’ten 2018’de %20.3’e çıkmış.

2021 Ocak’ta yayımlanan “Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali” araştırmasına göre,

·      Gençlerin yaşamdan memnuniyeti 2 yıl öncesine göre %11’lik bir düşüş göstererek %60 olarak karşımıza çıkıyor. Gelecekten umutlu gençler ise 2 yıl öncesine göre %12’lik bir düşüş göstererek %55 olarak kaydedilmiş.

·      İş arayan gençler yaşamdan en çok memnuniyetsizlik duyan ve en umutsuz gençler. Onları, yaşamdan memnuniyetsizliklerine baktığımızda çalışanlar ve sonra da ev gençleri takip ediyor. Öğrenciler ise yaşamlarından en memnun olanlar olduğu gibi aynı zamanda en umutlu olanlar.

·      Gençlerin %72’si iş aramak isteseler de iş bulmanın zor olacağından bahsediyor.

·      Gençlerin en fazla önemsediği konular geleceklerini güvence altına alabilmeleri, iyi para kazanabilmeleri, uzun süre aynı işyerinde kalabilmeleri ve kariyer yapıp terfi alabilmeleri, çalışılan işin hayatta yapmak istedikleri diğer işlere vakit ayırmaya fırsat yaratması ve çalışmalarında kabiliyetlerini kullanabilmeleri.

·      Öğrenciler aradıkları işte rahatlığa önem verirken, iş arayanlar kariyer ve maddiyata, ev gençleri meraklarını karşılamasına ve bu iş imkanının sunduğu yaratıcılığa, çalışanların ise toplumsal prestij konularına daha fazla önem veriyor.

·      Türkiye ekonomisinin kötüye gittiğini belirten gençlerin oranı %83. Bu oran iş arayanlarda %92, ev gençlerinde %87, çalışanlarda %85 olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomik krizden en çok etkilendiğini belirtenler ise ev gençleri ve iş arayanlar olmuş.

Konda tarafından 2016 yılında yapılan “Sağlık Algısı” adlı araştırmaya göre,

·      Güvenlik hissi mutluluk hissini beslerken, mutluluk hissi de güvenlik hissini besliyor.

·      Gerek güvenlik hissi, gerek mutluluk kişilerin refah düzeyi ile doğrudan ilişkili.

·      Rapora göre güvenlik ve mutluluk toplumsal hafıza ve siyasi kutuplaşmadan bağımsız değerlendirilmemeli.

Yarım kalan gençler. Sınıf değiller çünkü bunun farkında değiller. Birey değiller çünkü birçok parçaları eksik.
Yarım kalan gençler. Sınıf değiller çünkü bunun farkında değiller. Birey değiller çünkü birçok parçaları eksik.

Gelelim bizim “Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği: Çalışma, Geçim ve Yaşam Algısı” raporuna,

İlk olarak, gençlerin çalışmadan ve işyerinden beklentilerine bakalım.

·      Eğitim düzeyi yüksek olan katılımcılar iyi bir iş nedir sorusuna çalışma saatleri düzenli olan, tatili olan, huzurlu, kendilerine zaman ayırabildikleri, maaşı düzenli ve yeterli olan, iş yükünün az olduğu iş olarak diye cevap veriyor.

·      Bir işin saygınlığının olması ve kişiyi mutlu etmesi gibi ifadeler eğitimliler ve işsizler arasında ortaklaşıyor.

·      Birinci grupta yer alan katılımcılar için iyi bir çalışma ve işyeri için şartların iyileştirilmesi ve zaman kontrolü öne çıkarken üçüncü grupta yer alan işsiz ve iş piyasası dışında kalmış katılımcılar için daha önce deneyimledikleri olumsuz tecrübelerin tekrarlanmadığı huzurlu çalışma yerlerini tasvir ediyor.

·      Rapora göre işsizlerin mevcut işlerden en büyük talepleri ise saygı görmek.

·      Katılımcılar iyi iş tanımları arasında kendilerini mutlu hissedecekleri işlerin çalışma ve işyeri ile ilgili beklentilerinde son derece önemli olduğunun altını çiziyorlar.

·      Katılımcıların devlette çalışma konusunda özellikle kendilerini geliştirememe gibi bir kaygıları söz konusu olmakla birlikte kamu sektörünün halen özel sektördeki çalışma koşullarına göre düzenli maaş, düzenli çalışma saatleri ve izin/ tatil imkanlarıyla büyük avantajları olduğunu belirtiyor

Peki gençler çalışan ve yönetici/patron ilişkisi konusunda ne düşünüyor?

·      İşyerindeki güvencesizliğin kökeni çalışanların kurumsal bir sesinin olmaması.

·      Çalışanların yöneticileriyle kurduğu ilişkiler yöneticinin keyfiyetine bağlı ve bu durum yöneticilerin ya da patronların istismarına açık.

·      Çalışanlar işyerindeki yöneticilerin ve patronların kendi yakınlarına ya da sevdiklerine kayırmacılık yaptığını düşünüyor. Bu durum çalışanların kariyer beklentileri ile çalışmanın geleceğini ve çalışanların hissiyatını etkiliyor.

Akraba/yakınların çalışma ve işyerindeki rolü nasıl?

·      İş bulma ve/veya işyerindeki çalışma sürecinde akrabalar/tanıdıklar son derece önemli.

·      Sosyal sermayesi güçlü olan çalışanlar güvencesizlik ve belirsizlik hislerini daha az yaşıyor.

·      Sosyal sermayeye sahip olmayanlar çalışanların stresi ve güvencesizliği artıyor. Çalışmada katılımcılardan bazıları işyerlerinde akrabası olanların kayrıldığını hatta bu durumun ücretlere ve sigortalılık primlerinin yatırılmasına dahi yansıdığını ifade ediyor.

Mezun olduktan sonra işsiz kaldı. Diplomasından başka gösterecek bir şey yok. Sosyal sermayesi güçlü arkadaşları o sırada zirveye tırmanıyor.
Mezun olduktan sonra işsiz kaldı. Diplomasından başka gösterecek bir şey yok. Sosyal sermayesi güçlü arkadaşları o sırada zirveye tırmanıyor.

Hedef/performans algısı ve beklentiler ne durumda?

·      Hedef ve performans sistemlerinin giderek artması ve işyerlerinde özellikle çalışanlara karşı kullanılması çalışan haklarının kaybına ve hatta iş kayıplarına yol açıyor. Hedef/performans sistemlerinin getirilmesi çalışanlar için ciddi bir stres kaynağı oluyor.

·      Katılımcıların çoğunluğu (özellikle eğitimliler) hedef ve performans sisteminde değerlendirilmenin çift taraflı olmasını arzuluyor.

·      Rapora göre şaşırtıcı olan bir başka bulgu ise çalışanlar performans sistemindeki değerlendirmeleri işyerindeki diğer arkadaşlarına bırakmak istemiyor.

Gençlerin mesleki kimlik algıları nasıl?

·      Üç gruptaki katılımcıların ortak noktası, mesleki kimlik oluşturamayacak denli hızlı iş değiştirmeleri.

·      Rapora göre her üç gruptaki katılımcılar da ortak bir şekilde iş değiştirmeyi düşünüyor. Kendilerine ve özel hayatlarına zaman ayıramamaları, yaptıkları işten hoşnut olmamaları ve yaptıkları işin kendilerini yeterince geliştirememesi ya da bu potansiyele sahip olmaması en önemli sebepler.

·       Rapora göre işsizler arasında özellikle kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlara erişemedikleri yönünde ifadeler söz konusu. İşsizlerin mevcut durumlarını diğerlerinden farklı olarak fırsat eşitsizliğine bağlıyor.

Gençlerin yaşam koşulları ve iş tecrübeleri…

·      İşsizlerin geçim şartları daha ağır ve diğer gruptaki katılımcılara oranla daha dezavantajlı bir konumda. Aile yardımları ise her üç gruptaki katılımcı için de hayatta kalma konusunda son derece önemli bir rol oynuyor.

·      Düzenli bir gelir olmadan yaşamak, kişilerin ihtiyaçlarını karşılamayı ötelemelerine ve ihtiyaçlarını karşılamada aileleri ile aralarında bir bağımlılık ilişkisi geliştirmesine neden oluyor.

İşsizlerin temel gelir algısı ne düzeyde?

·      Bazı katılımcılar 1000 TL’nin hayatlarında büyük bir değişim yaratmayacağını söyleseler de grubun geneli böylesi bir gelirin hiç yoktan iyi olacağını ve ihtiyaçlarını karşılamada önemli olabileceğini belirtiyor.

Sosyal gelir olarak aile gençlerin hayatına neye tekabül ediyor?

·      Rapora göre ‘aile yardımının’ 30 yaş altı gençler için son derece önemli. Aile yardımı bireylerin hayatta kalma stratejilerinde hayati bir öneme sahip.

·      Katılımcıların hepsi, olası ağır bir sağlık sorununun maliyetini tek başlarına kaldıramayacaklarının altını çiziyor. Üç grup için de böylesi bir durumda başvurulacak birincil ve en önemli kaynak, aile.

Babasının kredi kartını kullanıyordu. Çok harcama yaptığı için babası henüz kızdı. 26 yaşında ve üniversite mezunu.
Babasının kredi kartını kullanıyordu. Çok harcama yaptığı için babası henüz kızdı. 26 yaşında ve üniversite mezunu. “Baba,” dedi ve ekledi, “yemin ederim sıradan bir yerde yemek yemekten başka hiçbir şey yapmadım.” Annesinin kucağında ve gözleri nemli.

Gençlerin borçluluk ve sosyal/özel sigortalılık durumları nasıl?

·      Kredi kartı veya bireysel kredi ile borçlanmış kişilerin belirsizlik ve güvencesizlik hissi artıyor.

·      Sosyal sigorta veya özel sigortasının olmayışı bireyin işsizlik korkusunu daha fazla yaşamasına ve işyerinde yöneticileriyle kurduğu ilişkilerin bu durumdan etkilenmesine neden oluyor.

·      İşsiz katılımcılar, kendilerine ait kredi kartlarının olmadığını, ailelerinin kredi kartlarını kullandıklarını ve bu yüzden de harcamalarına dikkat ettiklerini belirtiyor.

·      Katılımcılar, asgari ücretin geçerli olduğu işyerlerinde, işverenlerin kendilerine asgari ücreti değil bunun daha da aşağısında bir ücreti vermeye eğilimli olduklarını belirtiyor.

Konut sorunu…

·      Kirada oturmak özellikle büyükşehirlerde önemli bir güvencesizlik kalemi olarak öne çıkıyor.

·      Faturalar ile aylık gelirin önemli bir kesimini alan kiralar bireylerin yaşadığı güvencesizlik hissini arttırıyor. Araştırmada da, aileleriyle oturan gençlerin kendi evlerine çıkmak istedikleri ancak bunun için yeterli maddi güçlerinin ve güvencelerinin olmadığı gözlemlenmiş.

 Zaman kullanımı ve tatil algısı denilince…

·      Son kırk yıldır prekaryalaştırılan çalışma hayatında ise; düzen ve disiplin kavramlarının önemini yitirdiği ve çalışma saatlerinin düzensiz, istikrarsız ve kırılgan hale geldiği belirtiliyor.

·      Katılımcılara tatil yapıp yapamadıkları sorusu sorulduğunda ise çoğunluğun ailelerinin veya akrabalarının yanında tatil yapabildikleri, İstanbul’a yakın yerleri veya memleketlerini tercih ettikleri gözlemleniyor.

Toplumsal cinsiyet güvencesizliği nasıl etkiliyor?

·      Rapora göre güvencesizlik deneyimi ve algısında toplumsal cinsiyet önemli bir faktör. Bu konuda özellikle çalışmayan, sosyal gelir seçeneği son derece az olan ev kadınları güvencesizliği çok daha derinden hissediyor.

·      Ayrıca genç kadınların yeteri kadar ücret kazanamadıkları için aileleri ile yaşamaları kadınlar üzerindeki patriyarkal baskıyı artırıyor.

Geleceksizlik ve umutsuzluk durumu…

·      Çoğu zaman bireysel zannedilen hisler ve beklentiler toplumsal bir ortaklığa işaret ediyor. Yani ortak bir sosyal sınıfsal kökene: Prekerya!

·      Araştırmada yer alan her üç gruptaki katılımcılarda öne çıkan duygu endişe, stres ve belirsizlik hisleri.

·      Katılımcılardan bazıları için geleceksizlik ve umutsuzluk hissi ülkenin geleceğine dair duydukları endişe ile iç içe geçmiş durumda.

·      Rapora göre işsizlerin yer aldığı grupta “endişe ve kaygı hisleri” aileye karşı sorumlu hissetme, işe yaramazlık hissi ve katılımcıların kendilerini yaşıtları ile kıyaslaması ile ilişkilendiriliyor.

Elleri ve ayakları yok. Ne yapabileceği bir şey ne de gidebileceği bir yer var.
Elleri ve ayakları yok. Ne yapabileceği bir şey ne de gidebileceği bir yer var.

Gençlerin siyasi algıları…

·      Her üç grup için de siyasi algı benzerlik taşıyor: Sorunların kaynağı, sorumlusu ve sebebi siyasetçiler, Suriyeli göçmenler ve halk.

·      Katılımcılara göre siyasetçilerin kötü kararları, halkın bilinçsiz ve partizan davranışları ve Suriyeli göçmenlerin “ekonomiye verdikleri zarar” ülkenin kötüye gitmesindeki en önemli faktörler.

Sizce ülkemizi gelecekte ne bekliyor?

·      Katılımcıların birinci grupta yer alan önemli bir kısmı ise ülkenin gidişatının kötü olduğunu belirtmelerine rağmen, ülkenin beş altı yıl içinde daha iyi bir hale geleceğini düşünüyor.

·      Ülkenin bugünü ve geleceğine dair algılarında siyasetçilere olan güvensizlikleri ve seçimlere yönelik bıkkınlık hisleri ön planda.

·      Gençler ülkedeki sorunların çözümü için güvenilir ve beklentileri karşılayabilecek bir liderin gerekliliğini ifade ediyor.

·      Her üç grupta da yerel seçim sonuçlarının “bir şeylerin değişebileceği” algısını yarattığı görülüyor.

·      Raporda ilericilerin yer aldığı birinci grubun önemli bir kısmı Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduklarını, bunun sebebinin ise kendi jenerasyonlarına güvenmeleri olduğunu ifade ediyor.

V. SONUÇ

Çay mı demleseler yoksa kendilerini mi assalar belli değil.

Güvencesizlik kıskacında gençlerin duygu ve düşünceleri.

Zaman omzunda yük. Buralardan gitmekten başka kafasında bir şey yok. Henüz iş görüşmesinden çıkmış, yüzünde gelecek kaygısının izdüşümleri.
Zaman omzunda yük. Buralardan gitmekten başka kafasında bir şey yok. Henüz iş görüşmesinden çıkmış, yüzünde gelecek kaygısının izdüşümleri.

Türkiye’de her 100 gençten 25,3’ü iş bulamıyor. Her 100 gençten 14,2’si kendisinin mutsuz olduğunu beyan ediyor. Üniversiteye başvuran 100 gençten 62,2’si bir bölüme yerleşemiyor. Her 100 gençten 28,3’ü ne çalışıyor ne eğitim alıyor. Ortaöğretime gidecek yaştaki her 100 gençten 4,1’i okula gidemiyor. Covid-19 salgının başladığı 2020 Mart ayından beri sık sık sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Çalışmaktan başka her şey yasak. Kafede oturamaz, arkadaşlarınla buluşamaz, sokakta yürüyemez ve kafana göre tweet atamazsın. Abartmadığın müddetçe zenginlerin villalarından çektiği e-nutuğu whatsapp gruplarından eleştirebilirsin elbette.

VI. GELECEK SAYIDA

Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Araştırma Raporu.
Yine gençler.
Haftaya yine gündemimizde gençler var. Buralarda olursan 2021 Ocak ayında Habitat Derneği ve Infakto RW ortaklığında çalışması yürütülen Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Raporu‘nun üçüncüsünü haftaya masaya yatırırız. Haydi hoşça bak zatına. Görüşürüz.