Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#44

#44 İNGEV & İPM | Prekarya ve Toplumsal Güvence

VERİ

2 Kavram

2 Kurum

20 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Merhaba,

Rapor Bülteni‘nin 44. sayısında İnsani Gelişme Vakfı ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından hazırlanan Prekarya ve Toplumsal Güvence Raporu‘nu inceleceğiz.

Rapor; Türkiye’de güvencesizlik problemi ve genişleyen prekarya ekseninde ortaya çıkabilecek sosyal ve ekonomik problemlere dair politikaları tartışmaya açmayı amaçlıyor.

Hazırsanız başlayalım.

spot Türkiye'de prekarya sınıfı: Toplumsal güvenceleri var mı?

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Prekarya, Denizen.

  • Prekarya: Bourdieu’ya göre hegemonyanın yeni bir türü. Güvencesizlerin veya uçurumda olanların sınıfı.
  • Gayri yurttaş (Denizen): Çoğunlukla yurttaş haklarından yararlanamayan kişiler için kullanılan bir kavram. Özellikle farklı statülerdeki göçmen ve sığınmacılar için kullanılan bu kavram dünyanın birçok ülkesinde sağlık hakları gibi temel bazı haklara erişim sağlayamayan prekarya gruplarının durumlarını tanımlarken de kullanılıyor.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

İnsani Gelişme Vakfı & İstanbul Politikalar Merkezi.

İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV); Kırılgan toplum kesimlerine yönelik uygulama projeleri, politika önerileri ve sosyal pazarlama kampanyaları geliştirerek insani gelişmeyi destekleyen sivil toplum örgütü.

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM): Demokrasi, iklim değişikliği, uluslararası ilişkiler ve kentleşme gibi konularda küresel düzeyde çalışmalar sürdüren araştırma merkezi. İPM, 2001 yılından bu yana karar alıcılara, kanaat önderlerine ve paydaşlarına analizler ve politika önerileri sunuyor.

III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Uzman görüşü ve literatür taraması.

“Prekarya” kavramına dair yapılan literatür çalışmasının ardından IPM ve İNGEV tarafından uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu oluşturuluyor. Akademisyen, kamu, yerel yönetim, özel sektör, basın ve STK temsilcilerinden oluşan danışma kurulu tarafından hazırlanan rapora 2022 yılında yapılan çalıştayın geri bildirimleriyle son şekli veriliyor.

IV. BULGULAR

https://s3.amazonaws.com/revue/items/images/019/104/079/web/1665578761727-ekran-alintisi.png?1668422152

Prekarya derken kimden bahsediyoruz?

  • Guy Standing’e göre prekarya üyeleri; güvencesiz çalıştırılan, geçici işlere mahkum olan ya da işsizlik tehdidi altında bulunan kişiler.
  • Ayşe Buğra ise prekaryaya dahil olanları bir çalışma hayatına ve sürekli bir işe bağlı olarak edinilen sosyal haklara sahip olamayan, kendilerini sabit bir iş yerine ve orada kurulan ilişkilere bağlı hissetmeyen insanlar olarak tanımlıyor.

Neden prekarya?

  • Kayıt dışı emeğin Türkiye başta olmak üzere perk çok ülkede arttığı görülüyor.
  • Prekaryanın büyümesi finansal sistemi ve sosyal güvenlik ağlarını tekinsizleştiriyor.

Prekaryanın boyutları.

  • Rapora göre prekaryanın boyutları; esneklik, güvencesizlik, ucuzluk, örgütsüzlük, borçlandırılmışlık ve gayri yurttaşlık.
  • Esnekliğin 4 farklı halinden bahsetmek mümkün: Emek, maaş, istihdam ve kalite esnekliği.
  • Güvencesizliğin taşeron sistemi içerisinde öne çıktığı vurgulanıyor. Devlet kurumlarından özel kurumlara geçtikçe kurumların yasal, etik ve finansal sorumluluğunun azaldığı ifade ediliyor.
  • Güvencesizlik, kurumların uyguladığı dönemsel istihdam gibi stratejilerle kronikleşen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
  • Prekaryaya dahil olan işçiler işveren açısından tazminat doğurma ihtimali düşük olan işçiler. İşverenler bu şekilde, proje ya da iş bazlı kısa vadeli çalıştığı kişilerin düzenli çalışmaları hâlinde ortaya çıkabilecek tazminat hakkı ve benzeri haklar kaynaklı maliyetleri minimize etmeyi amaçlıyor.
  • Örgütsüzlük bağlamında prekaryaya dahil olan işçiler statüleri nedeniyle çoğu zaman sendika ve meslek odalarının parçası olamıyor. Ne anayasal bağlamında ne yönetmelikler bağlamında meslek içerisindeki statüsü tanımlanamıyor.
  • Rapora göre; borçlu/borç ilişkisi bir sınıf olarak çalışanları kesin bir biçimde kenara itiyor.
https://s3.amazonaws.com/revue/items/images/019/190/900/web/1.jpg?1668806016
Ali Buğra Kara, Rapor Bülteni’nin 44. sayısı için tasarladı.

Raporda ne öneriliyor?

  • Var olan yasa ve yönetmeliklerin uygulanması gerekiyor. Türkiye’de İş Kanunu başta olmak üzere çalışma yaşamını düzenleyen kanun ve yönetmelikler esasen çoğunlukla güvencesiz emek pratiklerinin derinleşmesiyle mücadele etme konusunda yeterli. Ancak gerekli denetim ve yaptırımların uygulanması konusunda eksiklik göze çarpıyor.
  • Yasa ve yönetmeliklerdeki çalışma statülerine dair tanım, kural ve ifadelerin dönüştürülmesi gerekiyor.
  • Vergi ve sosyal güvenlik sistemine güvensizliğin giderilmesi gerekiyor. Çalışanlar ve işverenler vergi ve sosyal güvenlik kesintilerini etrafından dolaşılması gereken kesintiler olarak görüyor.
  • Yüksek ve orta öğretim de dahil olmak üzere mesleki eğitim sağlanan her aşamada programların Yüksek Öğretim Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumlarca anlık arz talep dengelerine ve kurulu sistemin kısıtlarına bağlı kalmadan uzun vadeli bir stratejiye dayanacak şekilde oluşturulması gerekiyor.
  • Güvenceli ve sürdürülebilir kadın, genç ve göçmen istihdamının teşviklerle desteklenmesi gerekiyor. İstihdama katılım aşamasında da girişimcilik aşamasında da bu grupların desteklenmesi ve sürdürülebilir iş modelleri kurmaları ya da bu tür modeller içerisinde var olmalarının sağlanması gerekiyor.
  • Örgütlenmenin kolaylaştırılması ve cazipleştirilmesi ile örgütlenmenin önündeki teknik ve hukuki engellerin devlet tarafından kaldırılması gerekiyor.
  • Uzun vadeli ve istikrarlı bir teknolojik/ekonomik vizyon benimsenmeli ve çalışma yaşamının tüm paydaşlarının çıkarları ekseninde şekillenmesi gerekiyor.
  • Ulusal ve ulusötesi denetim ve gözetim mekanizmalarının önü açılması gerekiyor. Küreselleştirmenin getirdiği esnek ve fiziki limitlere bağlı kalmayan istihdam anlayışı güvencesizliği derinleştiriyor.
  • Değişim için en kırılgan sektörlerden başlanmalı. Tekstil, mevsimlik tarım işçiliği gibi güvencesiz çalışmanın neredeyse standart haline geldiği özel sektörler öncelenerek bu sektörlere özel bir denetim ve iyileştirme programı uygulanması gerekiyor.

V. BİR FİLM

https://s3.amazonaws.com/revue/items/images/019/103/730/web/3.png?1668420977

Ayrı Dünyalar.

Florence Aubenas’ın 2010 yılında yazdığı bir kitabın sinema uyarlaması olarak 2021 yılında vizyona giren “Ayrı Dünyalar” filminin yönetmeliğini Emmanuel Carrère yapıyor.

Ayrı Dünyalar; sosyal güvencesizlik, eşitsizlik ve gelecek kaygısı hakkında bir kitap yazmayı planlayan Marianne Winckler’in kimliğini gizleyerek Normandiya’nın bir liman kasabasına taşınmasını konu ediniyor. Marianne, feribotta temizlik işçisi olarak işe başlıyor ve filmde diğer temizlik işçileriyle kurduğu ilişkiler aktarılıyor. Toplumsal dışlanmaya maruz kalan ve maddi güvencesizlik altında insani olmayan koşullarda çalışmaya mecbur bırakılan temizlik işçileri, amatör oyuncular olarak filmin kadrosunda yer alıyor.

VI. GELECEK SAYIDA

Gelecek sayıda Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği tarafından hazırlanan İnşaat Sektöründe İş Ahlakı adlı raporu inceleyeceğiz.

Rapora ilişkin geri bildirim vermek veya incelememizi istediğin bir rapor olursa bize yazmaya çekinmeyin: 📩 raporbulteni@gmail.com

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.

Kendinize iyi bakın.

Ömer & Şeyma & Ali Buğra & Mansur & Aleyna