Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#90

#90 Kadir Has Üniversitesi | Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması, 2022

VERİ

5 Kavram

1 Kurum

57 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Merhaba,

Rapor Bülteni‘nin 90. sayısında Kadir Has Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması, 2022 adlı raporu inceledik.

Raporda; Türkiye’de kamuoyunun toplumsal cinsiyet ve kadınların kamusal alana katılım düzeyini belirleyen ailevi, toplumsal ve siyasi konulara yaklaşımlarını saptamak amaçlanıyor.

Hazırsanız başlayalım!

spot Türkiye'de kadının yeri.

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

woman in black long sleeve shirt holding purple umbrella
Photo by Emir Eğricesu on Unsplash

Önce kavramlar…

İstanbul Sözleşmesi, Aile içi şiddet, Çocuk bakımı, Feminizm, Kürtaj.

  • İstanbul Sözleşmesi: Resmi adıyla “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi,” kadına yönelik şiddetin önlenmesini ve aile içi şiddetle mücadeleyi amaçlayan uluslararası bir sözleşme.
  • Aile içi şiddet: Bir aile üyesinin diğer bir aile üyesine fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar vermesi veya bu tür zararların tehdidi.
  • Çocuk bakımı: Çocukların sağlık, eğitim, güvenlik ve genel refahlarının korunması için yapılan hizmetleri kapsar. Bu, ebeveynler, bakıcılar veya diğer yetişkinler tarafından çocukların temel ihtiyaçlarına yönelik olarak sunulan fiziksel, duygusal ve sosyal bakımı içerir.
  • Feminizm: İçinde kadınların özgürleşmesi, baskı altında tutulmalarının engellenmesi, haklarını meşrulaştırılması, kamusal veya özel alandaki eylemlerinde ve faaliyetlerinde ve eşit haklara sahip olma durumunu kapsayan bir yaklaşım.
  • Kürtaj: Hamilelikte rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

Kadir Has Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi

Kadir Has Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi

Eski adıyla Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi, cinsiyet eşitliği konusunda disiplinler arası araştırma, öğretim ve kurumsal değişim için bir entelektüel merkez olarak faaliyet gösteriyor.

III. METODOLOJİ

person in blue shirt writing on white paper
Photo by UX Indonesia on Unsplash

Anket, veri derleme.

Araştırma, 2015’ten beri devam eden bir çalışmanın 2021-2022 aşamasını kapsıyor. Toplamda 7042 kişi üzerinde yapılan araştırmanın 2499 katılımcısı, 18 yaş ve üzeri Türkiye’nin şehir nüfusunu temsil edecek şekilde belirleniyor. Araştırma saha çalışmalarında yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştiriliyor ve toplam 23 ilde yapılıyor.

IV. BULGULAR

Rapor bize ne söylüyor?

Katılımcıların demografisi.

  • Katılımcıların yarısından fazlası evli ve %81,9’u çocuk sahibi.
  • Kadın katılımcılar arasında “siyasetle ilgilenmeyen” grup geçen yıllara kıyasla daha fazla.
  • Kadınların %22’si kendini Cumhuriyetçi/Kemalist, %16’sı Muhafazakâr ve %14’ü Milliyetçi olarak tanımlarken erkeklerin %21’i kendini Milliyetçi, %20’si Cumhuriyetçi/Kemalist, %14’ü Muhafazakâr olarak tanımlıyor.
  • Kadınların %38’i ve erkeklerin %37’si mutlu olduğunu belirtiyor.

Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorun, şiddet.

  • Şiddet, kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorun olarak görülüyor. (%68)
  • Şiddet, 2016-2022 yılları arasında yapılan araştırmalarda kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorun olarak 1. sıradan düşmüyor.
  • Listede şiddeti sırasıyla işsizlik, eğitimsizlik, sokakta baskı ve taciz, aile baskısı ve kadın-erkek eşitsizliği takip ediyor.
  • Katılımcıların %87’si devletin kadınlarını korumak için yeterli önlem almadığını düşünüyor. Erkekler geçen yıla kıyasla bu fikre daha çok katılıyor.
  • Erkeklerin %78’si toplumda kadınları şiddete karşı korumak için bireysel olarak üstlerine düşeni yaptıklarını düşünürken kadınların yarısından fazlası erkeklerin bu konuda bireysel olarak sorumluluk almadığını düşünüyor.

İstanbul Sözleşmesi.

  • İstanbul Sözleşmesi’nin duyan ve ne hakkında olduğunu bilen kadınların oranı erkeklere kıyasla daha düşük.
  • Erkeklerin %31’i İstanbul Sözleşmesi’ni duyduğunu ve ne hakkında olduğunu bildiğini belirtiyor.
  • Erkeklerin %53’ü, kadınların %55’i sözleşmeden çıkış kararını desteklemiyor.
  • 2021 yılında sözleşmeden çıkış kararını destekleyen erkeklerin oranı %30 iken 2022 yılında bu oran %18’e düşmüş durumda.
  • İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünenler çoğunlukta. (%58) Kadınlar bu fikre erkeklere kıyasla daha çok katılıyor.

Boşanma ve şiddet.

  • Aile içi şiddetin boşanma için yeterli bir sebep olduğunu düşünenlerin oranı %77.
  • Evli bir çiftin hiçbir sebep altında boşanmaması gerektiğini düşünenlerin oranı %10.
  • Her geçen yıl şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncelerine destek oranı artıyor.
  • Kadınlar erkeklerden daha yüksek oranda aile içi şiddeti boşanma için yeterli sebep olarak görüyor.
  • Erkeklerin %5,8’i “bir erkek ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir” ifadesine katılıyor.
  • Katılımcıların eğitim seviyesi arttıkça şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı artıyor.
  • 18-30 yaş arası katılımcılar, aile içi şiddetin boşanma için yeterli bir sebep olduğu ifadesini yaşlı katılımcılara kıyasla daha çok destekliyor.

Ev içi sorumluluk paylaşımı.

  • Erkeklerin ev işlerine katkısı çoğunlukla evin dış dünya ile alakalı işlerini yapmak üzerinden gerçekleşiyor.
  • Ev için alışveriş yapmak ile evdeki tamirat ve bakım işlerini tamamlamak erkeklerin en fazla katılım gösterdiği ev içi sorumluluk.
  • COVID döneminin erkeklerin ev içi işlere katılımını arttırdığı ancak bu artışın 2022 de düşüşe geçmiş durumda olduğu belirtiliyor.
  • Erkeklerin eğitim seviyesi arttıkça ev işlerine olan katkıları da artıyor.
  • İlkokul mezunu erkeklerin %10’u yemek yapmaya katkıda bulunurken yüksekokul ve üstü eğitime sahip olan erkeklerin %18’i yemek yapma sorumluluğuna katkı veriyor.

Çocuk bakımı.

  • Babaların çocuklarının bakımına katkısının çok sınırlı olduğu belirtiliyor.
  • Babalar çoğunlukla çocuklarla ilgilenme, beraber gezme ve oyun oynama ile çocuk bakımına katkı sunuyor.
  • Çocuğu yıkama sorumluluğuna babaların %15’i katkıda bulunuyor.
  • Kreş/okul sorunlarıyla ilgilenme sorumluluğu da büyük oranla annelerde.
  • Gençler çocuk bakımına daha fazla katılıyor.
  • 18-30 yaş aralığındaki babalar diğer yaş gruplarına kıyasla çocukların yıkama, yemek yedirme ve uyutma gibi bakım sorumluluklarına daha fazla katkı veriyor.
  • Eğitim seviyesi arttıkça babaların çocuk bakımına katılımının da arttığı belirtiliyor.
  • Çocuğun günlük bakımına babaların daha fazla dahil olmasını isteyen annelerin oranı %49.
  • Babaların %32’si ise dahil olduğu kadarının uygun olduğunu belirtiyor.

Feminizm.

  • Katılımcıların yarısından fazlası feminizm ifadesini daha önce duyduğunu belirtiyor.
  • “Erkekler feminist olamaz” ifadesine katılan erkeklerin oranı %33.
  • Feminizmin kadın-erkek eşitliğini savunduğunu düşünen kadınların oranı erkeklerden daha fazla.

Üreme hakları.

  • Kürtaj karşıtı tutumların son iki yılda azaldığı belirtiliyor.
  • Katılımcıların çoğunluğu doğum kontrol araçlarının SGK kapsamında ücretsiz olması gerektiğini düşünüyor.
  • Kadınların %55’i ve erkeklerin %48’i doğum kontrol araçlarının evli olmayan kadınların da kullanabilmesi gerektiği ifadesine katılıyor.

Siyaset ve kadın.

  • Erkeklerin %76’sı erkek siyasetçilerin kadın hakları/sorunları konularına öncelik vermesi gerektiğini düşünüyor.
  • Siyasette kadın sayısının artması talebine hem kadın hem de erkekler arasında yüksek bir destek var.
  • “Toplumun liderliği genellikle erkeklerin elinde olmalıdır” ifadesine erkekler kadınlara kıyasla daha fazla katılıyor.
  • Benzer özelliklere sahip bir erkek ve bir kadın cumhurbaşkanı adayı arasında kadınların çoğunluğu kadın adayı destekleyeceğini belirtirken erkekler ise çoğunlukla erkek adayı destekleyeceğini belirtiyor.

Ekonomik hayat.

  • Türkiye’de ekonomik durumun çok kötü olduğunu düşünenlerin oranı %61.
  • Türkiye’nin geçen yıla kıyasla ekonomik olarak çok daha iyi olduğunu düşünen yok.
  • Kadınların %52’sinin ve erkeklerin %81’nin kendine ait bir banka hesabı var.
  • Kredi kartının başka birinin hesabından ödenen ek kart olduğunu belirten kadınların oranı %16 iken bu oran erkeklerde %3.

Çalışma hayatı.

  • Kadınların %39’u şu ana kadar hiç çalışmamış olduğunu belirtiyor.
  • Kadınların %25’i evlilik ve ev işi sorumlulukları yüzünden, %17’si daha fazla çalışmak istemediği için ve %16’sı çocuk bakım desteği olmaması sebebiyle işini bırakmış.
  • Katılımcıların %73’ü doğum sonrasında babaların da doğum izni alabilmesi gerektiğini düşünüyor.
  • “Annesi ev dışında çalışan çocuklar daha özgüvenli ve kendi ayakları üzerinde durabilen çocuklar olurlar” ifadesinde kadınların %52’si ve erkeklerin %46’sı katılıyor.

Toplumsal cinsiyet algısı.

  • 2016’dan 2022’ye katılımcıların toplumsal cinsiyet algısının daha eşitlikçi yönde değiştiği gözlemleniyor.
  • Kadınlar erkeklere kıyasla daha eşitlikçi bir toplumsal cinsiyet algısına sahip.
  • Hem kadınlar hem erkeklerde eğitim seviyesi arttıkça daha eşitlikçi bir toplumsal cinsiyet algısı olduğu belirtiliyor.
  • Yıllar içinde Türkiye’de kadın ve erkeklerin eşit hak ve imkanları olmadığı düşüncesi hem kadın hem erkeklerde artış gösteriyor.

V. BİR FİLM

ROMA

Cleo, Meksiko’nun orta sınıf ailelerinin yaşadığı bir Roma mahallesinde bulunan bir evde hizmetçi olarak çalışan genç bir kadındır. Bir yandan ev işleri ile uğraşan Cleo, bir yandan da evdeki dört çocukla ilgilenir. O tüm zamanını hizmetlisi olduğu evde geçirse de kendisine ait bambaşka bir dünyası vardır. Genç kadın, gönlünü Fermin adındaki bir adama kaptırmıştır. Fakat bu ilişki pek de Cleo’nun düşlediği gibi sonuçlanmaz. Bu sırada evin dört çocuk annesi olan hanımı Sofia, kocasının yokluğu ile başa çıkmaya çalışır. Birbirinden farklı hayatlara sahip olsalar da benzer travmalar yaşayan Cleo ve Sofia, siyasi kargaşanın hüküm sürdüğü bir ortamda birbirlerinin en büyük destekçisi olur.

Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini “Büyük Umutlar”, “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı”, “Y Tu Mama Tambien”, “Son Umut” ve “Yerçekimi” gibi başarılı filmler ile karşımıza çıkan iki Oscar ödüllü Alfonso Cuaron üstleniyor.

VI. BİZDEN KISA KISA

  • İçeriklerimizi ve etkinliklerimizi kaçırmamak için WhatsApp Topluluğumuza abone olabilirsiniz. Topluluğumuza ulaşmak için tıklayın.
  • Dr. Zeynep Kurnaz ve Serhat Şabap #RaporaGöre’nin 2. sezonun 3. bölümünde “Türkiye’de Romanlar” üzerine konuştu. İzlemek için tıklayın.
  • En büyük destekçimiz okuyucularımız. Kitlemizi büyütmek ise en önemli motivasyonumuz. Bülteni arkadaşlarınıza tavsiye etmek için:

    Share Rapor Bülteni

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.

Hoşça bakın zâtınıza.

Rapor Bülteni Ekibi