Arayın
Twitter Facebook Instagram Linkedin Youtube Whatsapp
#69

#69 Özgürlük Araştırmaları Derneği | Türkiye’de Basın Özgürlüğü Raporu

VERİ

7 Kavram

1 Kurum

30 Bulgu

Yeni raporlar için abone olun.Rapor Bülteni, her hafta yeni bülten yayınlar.

Merhaba,

Rapor Bülteni‘nin 69. sayısında Özgürlük Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan Türkiye’de Basın Özgürlüğü adlı raporu inceledik.

2023/Ocak ayında kaleme alınan raporda Türkiye’de basın özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler raportör Burak Bilgehan Özpek’in bakış açısıyla ele alınıyor.

Hazırsanız başlayalım.

spot 📰 Türkiye'de basın özgürlüğü ne durumda?

I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Önce kavramlar…

Rejim, Demokrasi, Otoriter rejim, RTÜK, BİK, Medya, Linç kültürü.

  • Rejim: Bir hükûmetin veya kurumun işleyişini ve toplumun bununla olan etkileşimlerini düzenleyen belirli kültürel veya sosyal kurallar.
  • Demokrasi: Siyasal denetimin doğrudan doğruya/düzenli aralıklarla halk tarafından özgürce seçilen temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi.
  • Otoriter rejim: Güçlü bir merkezi otoritenin siyasi haklar ve özgürlükleri kısıtlamasına imkân tanıyan yönetim biçimlerinin oluşturduğu geniş bir siyasi yönetim spektrumunu temsil eder.
  • Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK): Türkiye’de faaliyet gösteren tüm radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen kamu kuruluşu. Üyeleri TBMM Genel Kurulu tarafından siyasi partilerin adayları arasından seçiliyor.
  • Basın İlan Kurumu (BİK): Resmi ilanlar ile kamu kurum kuruluşlarına ait reklamların, gazete ve dergilerde yayınlanmasına aracılık eden kurum. Gazete ve dergileri, dönemsel veya şikâyete bağlı olarak mevzuat ve Basın Ahlak Esasları kapsamında denetliyor.
  • Medya: Halk kitleleriyle iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü kapsayan ortak isim. “Medya” kavramına eleştirel açıdan yaklaşan bir Ulus Baker yazısı okumak isterseniz tıklayınız.
  • Linç kültürü: Bir kişinin toplumsal alanın dışına itildiği modern bir dışlama biçimi. Hem sosyal medyada hem de günlük hayatta iptal kültürünün izlerine rastlanabiliyor.

II. ARAŞTIRMACI KURUM

Özgürlük Araştırmaları Derneği
Özgürlük Araştırmaları Derneği Kurumsal Logo

Özgürlük Araştırmaları Derneği (ÖAD)

2014 yılında bir grup akademisyen, iş adamı, gazeteci ve hukukçu tarafından kurulan dernekte özgürlükçü ve bilimsel bir yaklaşımla kamu politikaları araştırmaları yapılması amaçlanıyor.

Birçok alanda faaliyet gösteren kurumun yaptıkları etkinlikleri internet siteleri üzerinden takip edebilirsiniz.

III. METODOLOJİ

İnceleme, uzman görüşü.

Raporun ilk bölümünde Türkiye’deki yasalara odaklanıyor ve basın kuruluşları ile gazetecilerin maruz kaldıkları kanuni kısıtlamalar inceleniyor.

İkinci bölümde kamu kaynaklarının medya kuruluşlarını desteklemek için kullanılması inceleniyor.

Son olarak ise; kutuplaşma atmosferinin kişileri suskunluğa sürüklediği meselesi özellikle sosyal medya üzerinden devam eden itibarsızlaştırma, yalan haber yayma ve hedef gösterme bağlamında ele alınıyor.

IV. BULGULAR

Rapor bize ne söylüyor?

Otoriter rejimler ile basın özgürlüğü arasında yadsınamaz bir ters orantı mevcut.

  • Raporda Türkiye’nin içinde bulunduğu otoriterleşme eğiliminin basın özgürlüğü için umut vadetmediği belirtiliyor.
  • Seçimlerde rekabet olmasına rağmen değişmeyen bir otoriter rejimin varlığının alternatif görüşleri kısıtlamanın da ötesine geçtiği ve serbest kalan alanlarda da yozlaşmaya sebep olduğu belirtiliyor.
  • Gri rejim olarak adlandırılan demokrasi ve otokrasi arasında bulunan sistemlerde kararların bürokratların kişisel fikrine kaldığı belirtiliyor.
  • Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği verilerine göre 22 Ağustos 2022 tarihinde ülkemizde 59 gazetecinin tutuklu bulunduğu, 108 gazetecinin yargılanma sürecinin devam ettiği belirtiliyor.
  • Otoriter rejimlerin göz önünde bulunan gazetecileri yıldırmaya çalışarak diğer etki sahibi gazetecilere gözdağı vermeyi amaçladığı ifade ediliyor.
  • Raporda 2022 yılında Gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanması gazetecilere gözdağı verme olarak değerlendirilirken burada amaçlanan şeyin genel bir korku iklimi yaratmak olduğu iddia ediliyor.
  • Raporda, yerli otomobil TOGG lansmanına muhalif kanattan gazetecilerin davet edilmesi seçim öncesi taktiği olarak belirtiliyor.

Raporda RTÜK, yasal çerçevenin kısıtlayıcı yüzü olarak tanımlanıyor.

  • 1 Ocak-31 mayıs 2022 tarihleri arasında muhalif siyasi kanallara siyasi içerikler gerekçe gösterilerek toplam 24 idari ceza uygulandığı belirtiliyor.
  • Hükümet yanlısı kanalların aldığı cezaların genel gerekçesi gündüz kuşağı kadın programları ve Anadolu’da yaşanan çarpık ilişkiler. Bu nedenlerle hükümet yanlısı 7 kanal sadece birer kez ceza alıyor.
  • Raporda, CHP RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın paylaştığı verilere yer veriliyor. Bu verilere göre muhalif kanallara 1 ocak – 15 Eylül 2022 tarihleri arasında 11.5 milyon TL ceza kesilirken hükümet yanlısı kanallara sadece 1.5 milyon TL ceza kesiliyor.
  • Raporda RTÜK’ün yasal karakterini yitirdiği ve bunun partizan bürokratlar sayesinde yaşandığı belirtiliyor.
  • “Free Web” verilerine göre 2021 yılında muhalif olarak tanımlanabilecek 49 haber sitesine ve toplam 1593 habere erişim engeli getirildiği belirtiliyor.
  • 2021 yılı ve öncesini kapsayan veriler incelendiğinde Türkiye’nin yaklaşık 351 bin kullanıcının verilerinin Facebook’tan istendiği ve yaklaşık 10 bin isteğin karşılık bulduğu belirtiliyor.
  • Türkiye’den Facebook’a iletilen yaklaşık 210 bin içerik kaldırma talebinin yaklaşık 8 binine olumlu cevap verildiği ifade ediliyor.
  • Türkiye Twitter’da en çok içeriğin engellenmesini isteyen 3. ülke olurken, yaklaşık 6 bin kullanıcının verilerini talep ederek bu alanda 2. sırada bulunuyor.
  • Raporda yeni çıkarılan dezenformasyon yasasının hükümet kaynaklarına alternatif bilgileri sindirme aracı olarak kullanımının kolaylığı vurgulanıyor.

Raporda ekonomik ve politik düzenin basın özgürlüğüne yansımaları inceleniyor.

  • Raporda 2022 yılının tamamında deneyimlenen ekonomik sıkıntıların özellikle yerel basın kuruluşları üzerinde büyük baskı oluşturduğu ifade ediliyor.
  • Küçük çaplı yerel gazetelerin maddi imkansızlıklar dolayısıyla birleşmesi sonucu gazetecilerin işsiz kaldığı belirtiliyor.
  • Raporda Basın İlan Kurumunun politikaları adaletsiz ve keyfi olarak nitelendirilmekte.
  • Sözcü ve Korkusuz gazetelerine BİK tarafından 2017-2022 yılları arasında 86 kez ceza kesildiği belirtiliyor.
  • Halk TV, TV5, Tele 1 ve KRT kanallarının kamu bağlantılı şirket ve kurumlardan hiç reklam almadığı ifade ediliyor.
  • 2023 Genel Seçimlerinden önce muhalif medyanın tarafsızlığını yitirdiğinden ve belli aday adayları lehine haber yaptıklarının gözlemlendiği ifade ediliyor.
  • Raporda birçok sosyal medya üzerinde aktifliğini sürdüren haber platformunun da habercilik yerine aktivizm yaptığından bahsedilmekte.
  • Türkiye’de fonlar vasıtasıyla yürütülen gazetecilik faaliyetlerinin de çeşitli zorlukla karşılaştığı belirtiliyor.
  • Türkiye bağımsız habercilik yapan kurumların da aşırı sağ topluluklar tarafından yaptıkları haberler sebebiyle hain ilan edildiği ifade edilmekte.

Raporda kutuplaşmanın özgür basına zararı vurgulanıyor.

  • Türkiye’de siyasetin magazinleşmesi ve hamasi bir ortama evirilmesinin kutuplaşmayı hükümet-muhalefet ekseniyle beraber muhalefet içindeki ayrışmaya da taşındığı ifade ediliyor.
  • 2022 yılında Zafer partisinin başlattığı kampanyalarla sığınmacı karşıtı söylemlerin arttığı ve hükümet politikalarını eleştirmektense göçmen karşıtlığının ırkçılığa dönüştüğü belirtiliyor.
  • Yüz binlerce gencin bu dönemde ilk siyasal katılım deneyimlerinin aşırı sağ popülerliği altında gerçekleştiği ifade ediliyor.
  • Korku yaymayı ve işgal edilmişlik duygusunu yansıtmaya çalışan bir videonun bir çok insanı sağ siyaset amacıyla travmatize ettiği öne sürülüyor.
  • Aşırı sağ fenomenlerin mevcut hükümet yerine kurumsal muhalefeti yıpratmaya çalıştığı belirtiliyor.

V. SİVİL TOPLUM PANOSU

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği hazırladı.

Gazetecileri csgorselarsiv.org kullanarak, hak temelli gazetecilik perspektifini yaygınlaştırmaya çağırıyoruz!

Görsel arşiv web sitesi Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği tarafından medya üreticileri, muhabir ve gazetecilerin kullanımına sunulan bir “hak temelli görsel” havuzu.

Cinsel şiddet haberleştirilirken seçilen ve kullanılan görseller cinsel şiddetle ilgili yanlış inanışların yeniden üretilmesine, özellikle çocukların ve yetişkin hayatta kalanların haklarının ihlal edilmesine, bireysel ve toplumsal  olarak ikincil travmalara sebep olabiliyor.

Cinsel/cinselleştirilmiş şiddeti, sorumlu ve hak temelli bir gazetecilik anlayışıyla haberleştirerek cinsel şiddetin azalmasına katkı sunabilirsiniz. Görsel arşiv web sitesinin kullanımını yaygınlaştırın!

🔗 https://www.csgorselarsiv.org/
🔗 https://oyledegilboyle.org/

VI. BİR DİZİ

After Life

After Life, Ricky Gervais yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı kara mizah türündeki İngiliz internet dizisi. İlk bölümü 8 Mart 2019 tarihinde Netflix’de yayımlanmış dizi, 14 Ocak 2022 tarihinde yayınlanan 3. sezonu ile final yapıyor.

Kurgusal bir kasaba olan Tambury’de geçen “After Life”, karısının meme kanserinden ölmesinin ardından hayatı altüst olan gazete yazarı Tony Johnson’ı takip ediyor. İntihar etmeyi düşünür, ancak bunun yerine hayatını, diğer insanların nasıl hissettiğine bakmaksızın istediği her şeyi söyleyerek ve yaparak karısının ölümü için dünyayı cezalandırarak geçirmeye karar verir. Bunu “süper gücü” olarak görse de çevresindeki herkes ona acıyıp onu daha iyi bir insan yapmaya çalışınca planı suya düşer.

VII. YAKINDA

Hak İnisiyatifi tarafından hazırlanan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi: Malatya Gözlem, İnceleme ve Tespit Raporu” adlı raporu not aldık. İncelememiz yakında sizlerle.

Rapor Bülteni’ni arkadaşlarınıza tavsiye ederek bizlere destek olabilirsiniz.

Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle. 

Hoşça bakın zâtınıza.

Rapor Bülteni Ekibi